Dendias: Türkiye Deniz Hukuku’nu ihlal ediyor
Yunanistan’da, Helenik Uluslararası Hukuk ve Uluslararası İlişkiler Derneği'nin "1982 Montego Bay Deniz Hukuku Sözleşmesi'nden 40 yıl sonra" temalı 4. Uluslararası Hukuk ve Uluslararası Politika Sempozyumunda gündeme dair konular ele alındı.

AMNA haber sitesinde yayımlanan bu haber Selma Kabakçı tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiştir.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Sesmpozyuma hitaben kaydedilmiş konuşmasında, Yunanistan'ın Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) uyarınca haklarını ve çıkarlarını savunmaya devam edeceğini söyledi.
UNCLOS'un Yunanistan için öneminin yanı sıra Türkiye'nin “UNCLOS'u kabul etmeyi ve uygulamayı inatla reddetmesini” vurgulayan bakan, Yunanistan'ın ev sahipliği yapacağı "Okyanusumuz 2024 Konferansı"nın da, anlaşma hükümleri kapsamında çevre koruma boyutuna odaklanacağını belirtti.
Dışişleri bakanının konuşmasının tam metni şöyle:
"Özellikle Deniz Hukuku Sözleşmesi UNCLOS'un imzalanmasının 40. yıldönümü vesilesiyle, bu yılki konferansa hitap etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Bu, ülkemizin son derece önem verdiği bir sözleşmedir.
Sözleşme, 'Okyanusların Anayasası' olarak da bilinir ve bu tanınmlama bir abartı değildir.
Asya'ya yaptığım son ziyaretim sırasında keşfettiğim gibi, diğerlerinin yanı sıra Asyalı meslektaşlarımın çoğu tarafından da kullanılan bir tanımdır.
UNCLOS, devletlerin denizdeki faaliyetlerinde istikrarı ve yasallığı garanti eden kapsamlı bir düzenleyici çerçevedir. Ülkemiz için UNCLOS, dış politikamızın pusulası, "Kutsal İncili" olmuştur.
165'ten fazla ülkenin halihazırda onayladığı bir sözleşmedir. Ve hatta ABD gibi bunu yapmayan ülkeler bile, sözleşmenin tam ve koşulsuz uygulanmasını talep ediyor.
UNCLOS, örf ve adet hukukunun bir parçasıdır.
Sözleşme kurallarına uygun olarak ülkemiz, son yıllarda önemli ve faydalı ulusal birçok adım atmıştır.
Ve Haziran 2020'de İtalya ile yapılan deniz sınırlandırma anlaşmasına, Ağustos 2020'de Mısır ile yapılan kısmi MEB sınırlandırma anlaşmasına katılmaktan gurur duyuyorum.
Yunanistan, Uluslararası Hukuk temelinde diğer komşu ülkelerle benzer anlaşmaları müzakere etme niyetini ve buna hazır olduğunu defalarca dile getirdi. Bu amaçla, iki devletin deniz alanlarının sınırlandırılmasının, UNCLOS hükümlerine tam ve uygun olarak Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'na havale edilmesi konusunda Arnavutluk ile anlaştık.
Ayrıca ülkemiz bu şekilde İyon Denizi bölgesinde karasularını 12 deniz miline kadar genişletme hakkını kullanmıştır. Ve bunu kendi topraklarının diğer kısımlarında kullanma hakkını saklı tutar.
Ne yazık ki Türkiye, bariz olanı kabul etmeyi inatla reddeden ve UNCLOS'u uygulamayan bölgedeki tek ülkedir.
Türkiye'nin Uluslararası Deniz Hukuku kurallarını ihlal etmesi bir gerilim ve istikrarsızlık kaynağı oluşturmaktadır: Yunanistan'ın karasularını 12 deniz miline genişletme hakkını kullanması halinde kuvvet kullanma tehdidi; “Mavi Vatan” teorisinin tanıtımı; ve yasadışı Türk-Libya mutabakatı, Türkiye'nin hukuka aykırı davranışının unsurlarıdır. Bütün bunlar, komşu ülkemizle aramızdaki tek anlaşmazlığı barışçıl bir şekilde çözmeye yönelik her türlü girişimi ciddi şekilde baltalayan, Uluslararası Hukuk’a aleni ihlalleri oluşturmaktadır.
Ülkemiz, sonuçta Avrupa müktesebatının bir parçası olan sözleşmeye uygun pozisyonları ve çözümleri sürekli olarak desteklemekte ve teşvik etmektedir.
40 yıl sonra bile UNCLOS, küresel zorlukların ele alınmasında her zamankinden daha alakalı ve etkilidir.
Ve sözleşmenin bütünlüğünü sağlama ihtiyacı, her zamankinden daha acildir.
Bu nedenle Yunanistan, çıkarlarını ve haklarını UNCLOS'a uygun olarak savunmaya her zaman devam edecektir.
Yunanistan'ın, UNCLOS Dostlar Grubu'ndaki aktif rolü aracılığıyla, UNCLOS'un istikrar ve barış için önemini vurgulamak üzere girişimlerde bulunduğunu da eklemek isterim.
Bu bağlamda, Yunanistan'ın ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan “Okyanusumuz 2024 Konferansı”, diğer konuların yanı sıra, UNCLOS hükümleri kapsamında çevre koruma boyutunu vurgulamayı amaçlıyor."
İlgili Galeriler